Jean-Louis Fournier - Kuzeyli Annem

Temmuz 19, 2023



 Jean- Louis Fournier, kendisinden bu sene haberimin olduğu ve okumaya yeni başladığım Fransız bir yazar. 1938 yılında doğmuş olan Jean-Louis  televizyon programları hazırlamış, komedyenlik yapmış. Yazmış olduğu kitapların yanı sıra televizyon programları sayesinde de Fransa’da tanınan biri haline gelmiş bir isim.

Genellikle kısa roman veyahut uzun öykü olarak adlandırılan “novella” türü içerisine alabileceğimiz eserler yazmış. Bu eserleri arasında ilk okuduğum “Dul” kitabı oldu. Vefat eden eşinin ardından kaleme aldığı, biriktirmiş oldukları anıları paylaştığı, çekmiş olduğu yalnızlığı ve yaşadığı hüznü yansıtan metinlerle dolu  bir kitap.


 “İyi bir hatıra iyi bir şarap gibidir, yalnız içmemek gerekir. Akranlarımın birer birer öldüğünü gördükçe beni en çok “Hatırlıyor musun?” diye sorabileceğim kimsenin kalmayacağı gün korkutuyor.”



En son okuduğum ve hakkında kısaca ne anlattığından bahsedeceğim kitabı ise “Kuzeyli Annem”. Bu kitabında ilk sayfalarda mesafeli ve ketum olarak tanımlama yoluna gittiği annesini anlatıyor.

“Kitaplarımda ailemden haberler verdim. Asla kimseyi öldürmemiş olan babamdan. Hatırı uğruna şairin köylüye dönüştüğü, çocuklarımın annesinden. Artık babayla nereye gittiklerini bilen iki oğlumdan. Beni teselli bulmaz bir dul olarak bırakıp giden karımdan ve Tanrı'nın hizmetkârı olan kızımdan.

Annemden hiç bahsetmedim. Mercek altına almadığım tek kişi o.”

 

  Kitabın arka kapağında ifade edildiği gibi sade, şiirsel bir anlatım ile alkolik babasından, alkolik biriyle evli olan annesinin göğüs germek zorunda olduğu zorluklardan ve bu zorluklara rağmen aileyi bir arada tutmayı başarabilmiş, çocuklarını okutup kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olmalarında onlara rehberlik etmiş olan annesinden bahsediyor. Annesinin hayatında alkolik bir adamla evlenerek zorlu bir süreç başlamış. İyi ahlaklı Katolik bir genç kızın Tanrı’nın yardımıyla delişmen delikanlıyı doğru yola götüreceğini düşünen yazarın babaannesi ve Peder Deseille isimli biri anne ve babasının tanışmasına aracılık etmiş, o zamanlar 20 yaşında olan annesine yazarın ifadesiyle korkunç bir armağan vermişler.


“Babam o dönemde annemin gözyaşlarını silmeye gayret ederdi.” 


  Sonu eşinin ölümüyle biten, güç bela süren bir evlilik hayatında kendine sanatla, kitaplarla teselli bulması etkilendiğim yanı oldu. Sanatçıları insanlar için hayatı yaşanır kılan kişiler olarak görmüş henüz küçük yaşlardan itibaren çocuklarını konserlere, sinemaya, tiyatroya götürmüş; torunlarına Chopin’i Chaplin’i tanımayı, sanat kitaplarını karıştırmayı, bitmesin üzülecek kitapları keşfetmeyi öğretmiş. Kısacası hayatı yaşanılabilir kılan şeylerden keyif almasını bilmiş. Ve acı tatlı pek çok anıyla seksen iki yıllık bir ömür sürmüş.

 

“Deniz sakin, şimdilik sert rüzgâr beklenmiyor.”

 

  Bu kitapta dikkatimi çeken, Fournier’in kitap bölümlerine hava durumu sunarcasına başlıklar vermesi oldu: “Pas-de-Calais için değişken rüzgarlar, deniz sakin olacak”, “Pas-de-Calais’de aşırı serinlik”, “Büyüyen ilk dördün, gökyüzü çok bulutlu, yer yer parçalı bulutlu” gibi.  “Fırtına şiddetinde rüzgar uyarısı” başlığını koyduğu bölümde babasının ölümünden ve cenazesinden bahsetmiş, “8-10 şiddetinde rüzgar, daha sonra 6-7 şiddetine hafifliyor” başlığını verdiği bölümde de annesinin yalnızlığından bahsetmiş.  Duygu durumları ve hava durumu arasında bir ilişki kurmuş.

  Fournier, kronolojik bir şekilde belli bir bütünlük içerisinde anlatmış annesinin hayatını. Metin, diğer kitaplarında olduğu gibi genelde sayfanın yarısını dahi doldurmayacak şekilde. Kimi sayfada yalnızca birkaç cümleden oluşmuş küçük bir paragraf var. Dolayısıyla okuması oldukça kolay ve keyifli bir hale geliyor.


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.