Jean-Louis Fournier - Kuzeyli Annem
“İyi bir hatıra iyi bir şarap gibidir, yalnız içmemek gerekir. Akranlarımın birer birer öldüğünü gördükçe beni en çok “Hatırlıyor musun?” diye sorabileceğim kimsenin kalmayacağı gün korkutuyor.”
“Kitaplarımda ailemden haberler verdim. Asla kimseyi öldürmemiş olan babamdan. Hatırı uğruna şairin köylüye dönüştüğü, çocuklarımın annesinden. Artık babayla nereye gittiklerini bilen iki oğlumdan. Beni teselli bulmaz bir dul olarak bırakıp giden karımdan ve Tanrı'nın hizmetkârı olan kızımdan.
Annemden hiç bahsetmedim. Mercek altına almadığım tek kişi o.”
Kitabın arka kapağında ifade edildiği gibi sade, şiirsel bir anlatım ile alkolik babasından, alkolik biriyle evli olan annesinin göğüs germek zorunda olduğu zorluklardan ve bu zorluklara rağmen aileyi bir arada tutmayı başarabilmiş, çocuklarını okutup kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olmalarında onlara rehberlik etmiş olan annesinden bahsediyor. Annesinin hayatında alkolik bir adamla evlenerek zorlu bir süreç başlamış. İyi ahlaklı Katolik bir genç kızın Tanrı’nın yardımıyla delişmen delikanlıyı doğru yola götüreceğini düşünen yazarın babaannesi ve Peder Deseille isimli biri anne ve babasının tanışmasına aracılık etmiş, o zamanlar 20 yaşında olan annesine yazarın ifadesiyle korkunç bir armağan vermişler.
“Babam o dönemde annemin gözyaşlarını silmeye gayret ederdi.”
Sonu eşinin
ölümüyle biten, güç bela süren bir evlilik hayatında kendine sanatla, kitaplarla
teselli bulması etkilendiğim yanı oldu. Sanatçıları insanlar için hayatı
yaşanır kılan kişiler olarak görmüş henüz küçük yaşlardan itibaren çocuklarını
konserlere, sinemaya, tiyatroya götürmüş; torunlarına Chopin’i Chaplin’i
tanımayı, sanat kitaplarını karıştırmayı, bitmesin üzülecek kitapları keşfetmeyi
öğretmiş. Kısacası hayatı yaşanılabilir kılan şeylerden keyif almasını bilmiş. Ve
acı tatlı pek çok anıyla seksen iki yıllık bir ömür sürmüş.
“Deniz sakin, şimdilik sert rüzgâr
beklenmiyor.”
Bu kitapta
dikkatimi çeken, Fournier’in kitap bölümlerine hava durumu sunarcasına başlıklar
vermesi oldu: “Pas-de-Calais için değişken rüzgarlar, deniz sakin olacak”, “Pas-de-Calais’de
aşırı serinlik”, “Büyüyen ilk dördün, gökyüzü çok bulutlu, yer yer parçalı
bulutlu” gibi. “Fırtına şiddetinde
rüzgar uyarısı” başlığını koyduğu bölümde babasının ölümünden ve cenazesinden bahsetmiş,
“8-10 şiddetinde rüzgar, daha sonra 6-7 şiddetine hafifliyor” başlığını verdiği
bölümde de annesinin yalnızlığından bahsetmiş. Duygu durumları ve hava durumu arasında bir ilişki
kurmuş.
Fournier, kronolojik
bir şekilde belli bir bütünlük içerisinde anlatmış annesinin hayatını. Metin,
diğer kitaplarında olduğu gibi genelde sayfanın yarısını dahi doldurmayacak şekilde.
Kimi sayfada yalnızca birkaç cümleden oluşmuş küçük bir paragraf var. Dolayısıyla
okuması oldukça kolay ve keyifli bir hale geliyor.
Hiç yorum yok: